Hafta sonu kapkaranlıktı. Açıkçası duygularımızı tam anlatabilmek imkansız. Gelin görün ki bizler bu duygu fırtınasına tutulmuşken, ya o aileler?
Kırk bir canın ailesi, sevenleri, dostları, yakınları, kedisi, köpeği.
Köklerinden kırk bir canı, söküp çıkardık. Nasıl yastığa başımızı rahatça koyup uyuyabileceğiz?
Hafta başına üç cenaze, üçü de, aynı köyde doğmuş, aynı köyde büyümüş, aynı yerde çalışmış, Maden ocaklarında can vermiş canın, cenaze töreni ile giriyoruz.
Bu bir kader mi?
Onların o köyde kalmaları bir seçim, ama seçimden önce bir zorunluluk yani geçim derdi. Eğer başka çalışma olanağı yoksa işte böyle ekmeğini taştan çıkarır. Taş kırar, kömür çıkarır, ama Halil İbrahim sofrasını kıskandıracak bir sofra kurar. Üstelik hem mağarada hem nohut oda, bakla sofa evinde.
Üstelikte, o kadar erdemli, o kadar namuslu, o kadar vatanseverdir ki;
Patlama sonrası (Soma) can havliyle ambulansa konulduğunda, oturduğu sedyeye zarar vermemek için imtina eder.
İnsan, böyle insana,insanlara, canlara nasıl kıyar?
Yazarken bile içim ağlıyor.
İnsan olmanın ağırlığı, günden güne artıyor. Üstelikte hayatı bu kadar umarsızlaştıranlar arasında. Sağımız, solumuz yaşam ve ekmek derdinde, yüzümüzden gülüşler eksilmekte. Çünkü gülüşler de çalınıyor artık.
Diyoruz, komşusu açken tok yatan bizden değildir. Peki, önlemini almadığımız, umursamadığımız, yeri geldiğinde üstüne basıp da geçtiğimiz canlar? İster insan, ister hayvan, ister börtü böcek ve de ağaç. Bunların hesabını nasıl veririz, doğaya? Yaradan’a?
Geçmiş, geleceğin ön sözüdür.
Tarih, her zaman gerçekleri yazdı ve yazmaya da devam edecektir.
Geçmişten ders almak önemlidir ki ağır bedeller ödeyerek kurulmuş biricik Cumhuriyetimiz 100.yılının şafağına girerken ona da tam teslimiyet ile yakışacak şekilde davranabilmek esastır.
1931 tarihinde Atatürk şöyle diyor:
“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir hâl alır.”
Makalemi, tarihimize kara ve çıkmayacak bir leke olarak düşen 15 Ekim 2022 Amasra/Bartın Maden Ocak faciasını, esas itibari ile tarihte önemli gün sayılan 15 Ekim 1927, yani bundan tam 94 yıl önce Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, Cumhuriyet Halk Fıkrasının ikinci kurultayında ve altı gün sürecek olan ve “yazan, yapana sadık” olarak yazdığı, NUTUK’u okuduğu güne istinaden, kendisinin söz ile tamamlamak isterim.
“Tarihini bilmeyen milletler, yok olmaya mahkumdur.
EMEL SEÇEN
FACEBOOK YORUMLAR